Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Giriş Yaparak Faydalanabilirsiniz
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Giriş Yaparak Faydalanabilirsiniz
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Giriş Yaparak Faydalanabilirsiniz
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
NASA mühendisleri, 46 yıllık uzay seyahati boyunca enerji dolu parçacıkların neden olabileceği hasar sonucu bozulan bir bellek çipinden kaynaklanan sorunları çözmek için Voyager 1 üzerinde çalışıyor. 2023’te Dünya’ya anlaşılmaz veriler göndermeye başlayan Voyager 1, bilim insanlarını ve mühendisleri oldukça meşgul etti. Uzay aracının Uçuş Veri Sistemi’ne (FDS) gönderilen bir komut, bilgisayarın bellek dökümünü içeren verileri geri gönderdi ve bu sayede ekip, FDS’nin belleğinin yaklaşık %3’ünün bozulduğunu keşfetti.
İçindekiler
ToggleBu bozulma, Voyager 1’in bilimsel ve mühendislik verilerini toplayıp dünya’ya ileten Telemetry Modulation Unit’e (TMU) veri aktarımını engelliyor. NASA mühendisleri, fiziksel müdahalenin imkansız olduğu bu durumda, sorunu yazılım güncellemesiyle çözme yoluna gitti.
Bu sürecin haftalar hatta aylar sürebileceği belirtiliyor. Ancak mühendisler, FDS’nin bozuk bellek donanımı olmadan da işlevsel hale getirilebileceği konusunda iyimser.
Voyager 1, uzay aracı tasarımında önemli bir meydan okuma olan kozmik ışınlar ve enerji dolu parçacıklarla başa çıkma konusunda da değerli bilgiler sunuyor. Bu tür enerjik parçacıklar bazen yalnızca bir bitin değişmesine neden olabiliyor; bu da sistemlerde küçük hatalara yol açıyor.
Ancak bazı durumlarda, bu parçacıklar ciddi hasarlara ve hatta sistemlerin tamamen işlevsiz hale gelmesine neden olabiliyor. Örneğin, Voyager 2’nin 2010 yılında yaşadığı bir bit değişimi, bilim verileri iletiminde sorunlara yol açmış ve bu sorun bir bilgisayar resetlemesi ile çözülmüştü.
Voyager 1 ile ilgili şu anki durum, daha önceki basit çözümlerin ötesinde, daha karmaşık bir müdahale gerektiriyor. Mühendislerin yazılım üzerinden yapacakları bu düzeltme, uzay aracının tekrar bilimsel ve mühendislik verilerini düzenli bir şekilde göndermesini sağlamayı hedefliyor.
Bu süreç, uzay aracının daha fazla bilimsel veri toplamaya devam etmesi ve bu uzun süreli misyonun bilim dünyasına katkıda bulunmaya devam etmesi için kritik öneme sahip.
Voyager 1’in bu son sorunu, uzay araçlarının tasarımında ve işletilmesinde karşılaşılan zorluklara dair önemli bir örnek. Uzaydaki bu tür teknik sorunlar, mühendislerin uzaktan sorun giderme yeteneklerini zorluyor ve uzay araçlarının tasarımında yeni stratejilerin benimsenmesi için zemin hazırlıyor.
Voyager 1, bu uzun ve zorlu yolculukta karşılaştığı sorunları aşma konusunda, elde edilen deneyimlerle gelecekteki uzay misyonlarına ışık tutacak.
Yorum Yaz