BİLİM İNSANLARI TAVUKLARIN TÜYÜNÜ DEĞİŞTİRDİ: “DİNOZOR TÜYÜ” YARATTI

Cenevre Üniversitesi’nden Prof. Michel Milinkovitch liderliğindeki ekip, tavuk embriyolarında Sonic Hedgehog adlı geni geçici olarak baskılayarak dinozor benzeri tüyler geliştirmeyi başardı. Ancak deneyin en çarpıcı sonucu, embriyoların gen baskısı kalktığında kendini hızla toparlaması oldu. Araştırmacılar, “Evrim, genetik ağları öyle sağlam örmüş ki geçici müdahaleler kalıcı olamıyor” açıklamasını yaptı.

TÜYLER 49 GÜNDE NORMALE DÖNDÜ
Çalışmada, embriyoların 9. gününde Sonic Hedgehog geni devre dışı bırakıldığında, tüy tomurcuklarının içi boş tüp şeklinde ilkel yapılar geliştirdiği gözlemlendi. Bu yapılar, 250 milyon yıl önceki dinozor tüylerine benzerlik gösteriyordu. Ancak 17. günde gen baskısının azalmasıyla tüyler normal gelişim sürecine geri döndü. Yumurtadan çıkan civcivlerde başlangıçta kel bölgeler ve basit tüyler görülse de, 49 gün sonra tamamen modern tüylere kavuştular.

 

“DOĞANIN MÜKEMMEL TASARIMI”
Prof. Milinkovitch, “Evrimin geri döndürülemez olduğunu bir kez daha gördük. Genlerdeki bu direnç, canlıların milyonlarca yılda edindiği adaptasyonların ne kadar güçlü olduğunu kanıtlıyor” ifadelerini kullandı. PLOS Biology dergisinde yayınlanan çalışma, tüylerin nasıl renk, desen ve karmaşık yapılar kazandığını anlamak için yeni bir kapı araladı.

DAHA ÖNCE AYAKLARDA TÜY ÇIKMIŞTI
Sonic Hedgehog geni, daha önceki deneylerde aktifleştirilerek tavukların ayaklarında tüy oluşumu sağlanmıştı. Ancak bu kez tam tersi bir yaklaşımla evrimsel geri adım atmaya çalışan bilim insanları, doğanın “sıfırlama mekanizmasına” yenik düştü. Araştırmacılar, “Dinozor tüylerinin sırrını çözmek için proto-tüy gelişimini haritalandırmaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

“TAVUKOSAURUS” PROJESİ SÜRÜYOR
Bu çalışma, 2023’te aynı ekip tarafından tavuk gagalarının dinozor burun yapısına dönüştürüldüğü deneyin devamı niteliğinde. Bilim dünyasında “Tavukosaurus” olarak anılan proje, evrimsel biyolojide çığır açmayı hedefliyor. Ayrıca 125 milyon yıllık dinozor fosilleri üzerinde yapılan çalışmalar, modern kuş tüylerinin kökenlerine dair şaşırtıcı benzerlikler ortaya koymuştu.