Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Jabra Elite 85t Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler
2025’in en çok beklenen filmlerinden biri olan The Wolfman, 17 Ocak’ta vizyona girdi. Ancak bu modern kurt adam hikayesi, ne izleyiciden ne de eleştirmenlerden beklediği ilgiyi görebildi. İlk hafta sonunda yalnızca 16,8 milyon dolar kazanan film, 25 milyon dolarlık bütçesini bile çıkaramayacak gibi görünüyor. Özellikle ABD’deki 12 milyon dolarlık açılışı ve uluslararası pazarda topladığı 4,8 milyon dolar, gişedeki diğer yapımlarla rekabet etmesini oldukça zorlaştırdı.
Korku filmleriyle tanınan yönetmen Lee Vonnell, bu kez klasik bir kurt adam hikayesini yeniden yorumlamaya çalıştı. Ancak Rotten Tomatoes’daki %50 tazelik puanı, filmin eleştirmenler tarafından pek de beğenilmediğini gösteriyor. Peki, bu kadar büyük umutlarla başlayan bir film neden böylesine hayal kırıklığı yarattı?
İçindekiler
ToggleThe Wolfman, Oregon’un ıssız ormanlarında geçiyor. Babasının kaybolmasının ardından büyük bir evi miras alan Blake Lovell, eşi Charlotte ve kızları Ginger ile birlikte bu yeni hayata alışmaya çalışıyor. Fakat işler çok geçmeden kontrolden çıkıyor. Dolunayın aydınlattığı bir gece, eve saldıran gizemli bir yaratık, Blake’i ölümcül bir şekilde yaralıyor.
Bu yaralanma Blake için bir dönüm noktası oluyor. Günler geçtikçe, kendisinde garip değişimler fark ediyor. Kontrol edilemeyen bir öfke, keskinleşen duyular ve giderek artan bir tehdit… Blake, yavaş yavaş ailesi için bir tehlike haline geliyor.
Aslında hikâye kulağa oldukça ilginç geliyor, değil mi? Bir adamın kontrolünü kaybedip sevdiklerine zarar verecek bir yaratığa dönüşmesi hem dramatik hem de gerilim dolu bir film için mükemmel bir malzeme gibi duruyor. Ancak The Wolfman, bu malzemeyi etkili bir şekilde kullanamamış gibi görünüyor.
Filmin en büyük sorunlarından biri, hikâyenin tahmin edilebilir olması. Blake’in dönüşüm süreci ve karakterlerin aldığı kararlar, izleyiciye herhangi bir sürpriz sunmuyor. Sanki daha önce defalarca gördüğümüz bir hikâyenin tekrarı gibi… Bu da izleyicinin filme bağlanmasını zorlaştırıyor.
Bunun yanında, karakterlerin derinliğinin yeterince işlenmediği de sıkça dile getiriliyor. Blake’in yaşadığı iç çatışmalar veya ailesinin bu dönüşüme karşı verdiği tepkiler oldukça yüzeysel. İzleyici, karakterlerle bağ kuramadığında hikâyenin dramatik etkisi de azalıyor.
Bir korku filminden beklenen en önemli şeylerden biri, güçlü bir atmosferdir. The Wolfman bu konuda daha başarılı diyebiliriz. Ormanın kasvetli havası, dolunayın parlak ışığı ve yaratığın tasarımı, filmin olumlu yönlerinden biri. Ancak atmosfer ne kadar başarılı olursa olsun, hikâye zayıf kaldığında bu unsurlar tek başına yeterli olmuyor.
The Wolfman, büyük beklentilerle yola çıkmış ama ne yazık ki izleyiciyi tatmin edememiş bir film. Evet, modern bir kurt adam hikâyesi izlemek isteyenler için ilgi çekici bir seçenek olabilir. Ancak klişe anlatımı, derinlikten yoksun karakterleri ve tahmin edilebilir senaryosuyla bu türde daha önce yapılan başarılı filmlerle yarışması pek mümkün görünmüyor.
Eğer korku filmleri hayranıysanız, The Wolfman belki bir şans verebileceğiniz bir yapım. Ama beklentilerinizi düşük tutarsanız daha az hayal kırıklığı yaşarsınız.
Yorum Yaz