Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Yurtdışından Gelen Telefon Pasaportsuz Nasıl Açılır?
Scarlett Johansson, Hollywood’un en başarılı ve yetenekli oyuncularından biri olarak hem aksiyon filmlerinde hem de drama yapımlarında sergilediği performanslarla öne çıkmıştır. Kariyerine çocuk yaşlarda başlayan Johansson, yıllar içinde dramatik rollerden aksiyon kahramanlarına kadar geniş bir yelpazede roller üstlenmiştir. Bugün, o yalnızca bir oyuncu değil, aynı zamanda Tony Ödülü ve BAFTA sahibi, birçok kez Oscar’a aday gösterilmiş bir sanatçı. Bu yazıda, Scarlett Johansson’un kariyer yolculuğuna ve en unutulmaz filmlerine detaylıca bakacağız.
İçindekiler
Toggle22 Kasım 1984‘te New York’ta doğan Scarlett Johansson, oyunculuk kariyerine henüz çocuk yaşlarda başladı. 1990’lı yılların sonunda dikkat çekici bir çocuk yıldız olarak öne çıkan Johansson, Ghost World (2001) ve Lost in Translation (2003) gibi yapımlarla eleştirmenlerden büyük övgüler aldı.
Yıllar içinde kariyerini farklı türlerde zenginleştiren Johansson, Marvel Sinematik Evreni’nde canlandırdığı Black Widow karakteriyle küresel bir ikon haline geldi. Ayrıca bağımsız filmler, bilim kurgu yapımları ve dramalarda da başarıyla yer aldı. Johansson, iki Oscar adaylığına sahip olması ve gişe rekortmeni filmlerde yer almasıyla çağımızın en etkili aktrislerinden biri olarak kabul ediliyor.
Johansson’un kariyerinde büyük bir dönüm noktası olan bu filmde, Charlotte adında genç bir kadını canlandırdı. Tokyo’da yalnız ve yabancı hisseden iki kişinin melankolik hikayesini konu alan filmde, Johansson’un düşük tonlu, ama etkileyici performansı eleştirmenlerden büyük beğeni topladı. Bu film, Scarlett’in olgun roller için uygun olduğunu kanıtlayan ilk yapımdı ve ona BAFTA En İyi Kadın Oyuncu Ödülü kazandırdı.
Johansson, bu filmde ünlü ressam Johannes Vermeer’in tablosuna ilham veren genç hizmetçi Griet’i canlandırdı. Sessiz ama yoğun bir performans sergileyen Johansson, bu rolüyle Altın Küre ve BAFTA adaylığı kazandı. Film, hem görsel tarzıyla hem de Johansson’un etkileyici oyunculuğuyla büyük övgü aldı.
Woody Allen’ın yönettiği Match Point, Johansson’un kariyerinde bir başka önemli dönüm noktasıdır. Johansson, burada Nola adında hırslı ve çekici bir aktris rolünü canlandırdı. Film, tutku, ihanet ve suç temalarını işlerken, Johansson’un performansı ona Altın Küre adaylığı kazandırdı.
Scarlett Johansson, The Prestige filminde iki rekabetçi sihirbazın hayatına giren Olivia karakterini canlandırdı. Christopher Nolan’ın yönettiği bu yapım, karmaşık hikayesi ve sürükleyici atmosferiyle öne çıkar. Johansson’un rolü çok büyük olmasa da, filmdeki varlığı hikayeye duygu katmayı başardı.
Bu filmde Johansson, yaz tatili için İspanya’ya giden Cristina karakterini canlandırdı. Scarlett, Javier Bardem ve Penélope Cruz ile birlikte karmaşık bir aşk üçgenine dahil olur. Johansson’un doğal oyunculuğu, karakterin çekiciliğini ve duygusal karmaşasını başarıyla yansıtır.
Iron Man 2 filmi, Scarlett Johansson’un Black Widow (Natasha Romanoff) karakteriyle Marvel Sinematik Evreni’ne (MCU) giriş yaptığı yapımdır. Bu filmle birlikte Johansson, aksiyon türünde de ne kadar yetenekli olduğunu kanıtladı. Black Widow karakteri, ilerleyen yıllarda Avengers serisi ile birlikte Marvel’ın en popüler karakterlerinden biri haline geldi.
Johansson, bu filmde yalnızca bir yapay zekanın (Samantha) sesine hayat veriyor. Fiziksel olarak filmde görünmese de, ses tonundaki duygusal derinlik sayesinde unutulmaz bir performans sergiliyor. Her, Johansson’un ne kadar çok yönlü bir oyuncu olduğunu gösteren yapımlardan biridir.
Lucy, Johansson’un başrolünde olduğu bir aksiyon filmidir. Filmde, istemeden vücuduna yerleştirilen bir maddenin etkisiyle beyninin %100’ünü kullanmaya başlayan bir kadını canlandırır. Yüksek tempolu aksiyon sahneleri ve bilim kurgu öğeleriyle Johansson, seyirciyi kendine hayran bırakır.
Scarlett Johansson’un Black Widow olarak Marvel Sinematik Evreni’ndeki (MCU) performansı, onu küresel çapta bir süperstar haline getirdi. Avengers: Endgame (2019) ile karaktere veda etse de, Black Widow karakteri sinema tarihinde önemli bir yer edindi. Johansson, bu serideki güçlü aksiyon sahneleriyle olduğu kadar, karakterine kattığı duygusal derinlikle de izleyicilerin beğenisini kazandı.
Scarlett Johansson, Marriage Story filminde, boşanmanın eşiğindeki bir kadını canlandırdı. Film, Johansson’a En İyi Kadın Oyuncu Oscar adaylığı kazandırdı. Duygusal ve gerçekçi performansı, birçok izleyici ve eleştirmen tarafından övüldü.
Black Widow filmi, Natasha Romanoff’un geçmişine ve ailesine odaklanır. Johansson’un bu solo filmi, Black Widow karakterine vedası niteliğindedir ve aynı zamanda MCU’da kadın kahramanların önemini artıran bir yapımdır.
Johansson, kariyeri boyunca birçok ödüle aday gösterilmiş ve çeşitli ödüller kazanmıştır. Hem gişe rekortmeni filmler hem de bağımsız yapımlarla çok yönlü bir oyuncu olduğunu kanıtlamıştır.
Scarlett Johansson, çok yönlü kariyeri ve unutulmaz performanslarıyla Hollywood’un en yetenekli aktrislerinden biri olarak kabul edilir. Black Widow gibi aksiyon kahramanlarından Marriage Story’deki dramatik rollere kadar her türde başarıyla yer almıştır. Hem bağımsız sinema hem de gişe filmleriyle izleyicilerin kalbinde taht kuran Johansson, önümüzdeki yıllarda da adından sıkça söz ettirecek gibi görünüyor.
Yorum Yaz