Bilim insanları, Ay’ın hiç güneş ışığı almayan kraterlerinde mikropların onlarca yıl hayatta kalabileceğini ortaya çıkardı. Bu keşif, Artemis görevleri öncesinde NASA’yı harekete geçirdi.

Güneş görmeyen kraterler mikrop saklıyor

İçindekiler

York Üniversitesi liderliğindeki uluslararası bir ekip, Ay’ın kutuplarındaki “Sürekli Karanlık Bölgeler” (PSR) adı verilen kraterlerde mikropların uzun süre hayatta kalabileceğini tespit etti. NASA’nın Artemis görevleri için hedef bölgelerinden Shackleton ve Faustini kraterlerinde yapılan modellemeler, bu bölgelerin ultraviyole radyasyondan korunmuş ve mikroplar için uygun sıcaklıkta olduğunu gösterdi.

İnsanlı görevler kirliliğe yol açabilir

Araştırma ekibinin lideri Dr. John Moores, “PSR’ler, uzay aracındaki tipik mikroplar için Güneş Sistemi’ndeki en koruyucu ortamlardan biri” açıklamasını yaptı. Ancak bilim insanları, özellikle insanlı görevlerin bu bölgelere mikrop bulaştırma riski taşıdığı konusunda uyarıyor. İnsanların doğal olarak taşıdığı mikroplar, Ay’ın bu el değmemiş bölgelerini kirletebilir.

Buz örnekleri kirlenme tehlikesi altında

NASA’nın Artemis programı kapsamında, bu kraterlerdeki su buzlarını incelemeyi planladığını belirten Moores, “Buz örneklerindeki organik moleküllerin analizi, Dünya kaynaklı kirlenmenin en aza indirilmesiyle daha doğru sonuçlar verecektir” dedi. Araştırmacılar, kraterlerin mümkün olduğunca bozulmamış halde korunması gerektiğini vurguluyor.

Mikroplar nasıl ulaştı sorusu

Çalışmada, Ay’daki mikropların kaynağına dair iki olasılık üzerinde duruluyor: Ya güneş sisteminin başka bir yerinden gelen çarpma cisimleriyle taşındılar ya da Dünya’dan gönderilen uzay araçlarıyla bulaştılar. 2009’da NASA’nın LCROSS görevi kapsamında Cabeus kraterine çarpan Centaur üst aşamasının az sayıda mikrobu hayatta bırakmış olabileceği belirtiliyor.

NASA’nın gezegen koruma politikaları gözden geçiriliyor

Bu bulgular ışığında NASA’nın Gezegen Koruma Ofisi, özellikle insanlı görevlerde kullanılacak ekipman ve uzay giysilerinin sterilizasyonu konusunda yeni protokoller geliştiriyor. Araştırmacılar, Ay’ın bu benzersiz ortamlarının bilimsel çalışmalar için korunmasının önemine dikkat çekiyor.