Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
AIDA64 Güncellemesi: Radeon RX 7300 (RDNA3) Desteği Geldi!
Teknoloji devi Amazon, lojistik sektöründeki otomasyon çalışmalarını bir adım öteye taşıdı. Şirket, dokunsal algılama kabiliyetine sahip yeni robotu Vulcan’ı tanıttı. Vulcan, yalnızca görsel taramayla değil, aynı zamanda nesnelere dokunarak doğru ürünü tespit edebilen bir yapay zeka destekli robot olarak dikkat çekiyor.
Bugüne kadar depo robotları çoğunlukla görsel sensörler ve basit mekanik sistemlerle çalışıyordu. Ancak Vulcan, Amazon’un insan benzeri duyusal yeteneklere sahip robotlar geliştirme konusundaki ilk ciddi adımlarından biri olarak kabul ediliyor. Bu yazımızda Vulcan’ın teknik özelliklerinden, Amazon’un bu alandaki stratejilerine ve yapay zekanın gelecekteki etkilerine kadar birçok başlığa detaylı olarak değineceğiz.
İçindekiler
ToggleVulcan, Amazon’un dağıtım merkezlerinde kullanılmak üzere geliştirdiği, dokunma duyusuna sahip ilk robotlardan biridir. Halihazırda Almanya’nın Hamburg kentindeki bir tesiste ve ABD’nin Spokane eyaletinde aktif olarak görev yapan Vulcan, nesneleri algılamak ve ayrıştırmak için fiziksel temas kuran bir sistemle çalışıyor.
Spatula benzeri uzantı ile raflara girme yeteneği
Vantuz mekanizması ile ürünleri tutma ve taşıma
Dokunsal sensörler sayesinde nesnelerin kenarlarını ve konturlarını algılama
Makine öğrenimi algoritmaları ile dokunma verisini anlamlandırma
Amazon’un robotik yapay zeka direktörü Aaron Parness, bu robotun yalnızca bir ürün almakla kalmayıp, raftaki diğer ürünlerle temas ederek doğru seçimi yapabildiğini vurguluyor. Bu da onu klasik robotik sistemlerden ayıran en büyük fark.
Vulcan, raflara yerleştirilmiş binlerce ürünü dokunsal tarama yoluyla analiz ediyor. Geleneksel robot kollarına benzese de, Vulcan’ın eklemlerinde yer alan sensörler, robotun çevresiyle etkileşimini tamamen farklı bir boyuta taşıyor.
Raf sistemine yönelir.
Spatula benzeri uzantısı ile rafın içine girer.
Vantuz kolu ile nesneye temas eder.
Dokunsal sensörler sayesinde nesnenin şekli, sertliği ve konumu algılanır.
Algoritma, en uygun hareketi planlayarak nesneyi çıkarır.
Bu süreçte kuvvet-tork verilerinin analiz edilmesi, robotun ne kadar baskı uygulayacağını, ne zaman duracağını ya da nesneye nasıl yaklaşması gerektiğini belirler. Bu detaylar, robotun başarısının temelini oluşturur.
Robotların fiziksel temas yoluyla çevresini algılaması, otomasyon dünyasında devrim niteliğinde bir adımdır. İnsan eli kadar hassas robotlar geliştirmek, şu anda en büyük araştırma alanlarından biridir.
Hassas toplama işlemleri
Karmaşık ürün ayıklama
Üretim hatlarında esneklik
İnsanla birlikte çalışma (cobot) potansiyeli
Kaliforniya Üniversitesi’nden robotik uzmanı Ken Goldberg, bu sistemlerin endüstride devrim yaratabileceğini, ancak insan dokunma duyusunun hâlâ çok daha gelişmiş olduğunu vurguluyor. Yine de bu alandaki ilerlemeler, gelecekte robotların daha fazla işlev üstlenmesine zemin hazırlıyor.
Amazon, robotu geliştirirken tam otomasyon yerine, insanla birlikte çalışan robotlar vizyonunu benimsiyor. Aaron Parness’a göre, amaç tamamen insanları devre dışı bırakmak değil, iş yüklerini azaltmak ve verimliliği artırmak.
İnsan işçilerle aynı hatta çalışacak robotlar
Zor, sırt ağrıtan işlerden robotların sorumlu olması
Bulamadığı ürünleri insan çalışanlara yönlendiren sistemler
Robotlara yardım etmeye yönelik yeni iş alanları oluşturma
Örneğin, robotlar takıldığında, insan çalışanlar devreye girerek süreci devam ettirebilecek. Bu sayede iş gücü kaybı yaşanmazken, daha sağlıklı bir iş paylaşımı sağlanıyor.
Amazon, sadece donanım değil, aynı zamanda yazılım tarafında da yatırımlarını artırıyor. Vulcan’ın arkasındaki yapay zeka algoritmaları, Covariant adlı bir AI girişiminin geliştirdiği altyapılardan besleniyor. Ayrıca Amazon, Physical Intelligence gibi yapay zekâ modelleriyle robotlarına daha fazla öğrenme ve karar verme yetisi kazandırmayı hedefliyor.
Dokunma verilerini analiz ederek hareket planlaması
Karmaşık ortam koşullarında karar verme
Ürün tipine göre farklı tutuş stilleri öğrenme
Kendi kendine öğrenme (self-supervised learning)
Bu gelişmeler, sadece Amazon için değil, tüm lojistik ve üretim sektörü için çığır açabilecek potansiyele sahip.
Vulcan gibi robotların yaygınlaşmasıyla birlikte, iş gücünün geleceği hakkında endişeler de artıyor. Ancak ekonomistler bu sürecin ikili etkiler yaratacağını belirtiyor:
Bazı işler otomatikleşecek, insan gücüne olan ihtiyaç azalacak.
Yeni işler doğacak: robot operatörleri, bakım uzmanları, AI eğitmenleri gibi.
Amazon’un bugüne kadar yaptığı yatırımlar ve elde ettiği veriler, bu robotların insan çalışanların yerini almak yerine, onlarla birlikte çalışacak sistemler oluşturduğunu gösteriyor.
Amazon’un robotu, lojistik otomasyonunda yeni bir sayfa açıyor. Dokunsal duyulara sahip bir robotun, raflardan ürün alıp ayıklayabilmesi, robot teknolojisinde ne kadar ilerleme kaydedildiğini gözler önüne seriyor.
İnsanla birlikte çalışan robot vizyonu, hem verimliliği artıracak hem de yeni istihdam alanlarının doğmasına katkı sağlayacak. Sadece bir robot değil; geleceğin lojistik ekosistemine atılan dev bir adımdır.
Yorum Yaz