Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Tesla,Cybertruck Tutkunları için Yeni Bir Aksesuar Tanıttı
Biz Türkiyenin kanalıyız Türkiyenin değerli insanları bizim için degerlidir. Allah rahmet eylesin FERDİ TAYFUR!
İçindekiler
ToggleTürk arabesk müziğinin altın seslerinden Ferdi Tayfur, yarım asrı aşkın sanat hayatında milyonların gönlünde taht kurmuş, acıları ve sevinçleri eşsiz yorumuyla dile getirmiş bir sanat duayenidir. 15 Kasım 1945’te Adana’nın bağrında dünyaya gelen sanatçı, zorluklarla dolu bir hayat hikâyesini başarılarla süslemiş, çıktığı yolda arabesk müziğin en önemli temsilcilerinden biri haline gelmiştir.
Adana’nın Hürriyet Mahallesi’nde mütevazı bir ailede dünyaya gelen Ferdi Tayfur’un kaderi, henüz çocuk yaşlarda şekillenmeye başladı. Babası Cumali Bey’in, dönemin ünlü tiyatro ve ses sanatçısı Ferdi Tayfur’a olan hayranlığından dolayı verdiği isim, belki de küçük Ferdi’nin gelecekteki sanat hayatının bir işaretiydi.
Maddi imkânsızlıklar nedeniyle eğitim hayatını sürdüremeyen Tayfur, hayatın gerçekleriyle erkenden tanıştı. Bir çiftlikte kahyalık yaparak geçimini sağlarken, içindeki sanat aşkını da düğünlerde söylediği türkülerle besledi. Adana Radyosu’nun düzenlediği müzik yarışmasında elde ettiği ikincilik, onun müzik yolculuğundaki ilk önemli başarısıydı.
1968 yılında, cebinde birkaç kuruş, kalbinde kocaman hayallerle İstanbul’un yolunu tuttu. İlk plağı “Leyla / Aşkınla Beni Öldürdün” bekleneni vermese de, genç sanatçının azmini kıramadı. Memleketine dönerek çiftlikteki işine devam etse de, müzik tutkusu hiç sönmedi. 1973’te “Kır Çiçekleri” ile müzik dünyasında adını duyurmaya başladı. Asıl çıkışını ise 1975’te “Bırak Şu Gurbeti” ve 1976’da “Çeşme” ile yaptı. Bu şarkılar, Ferdi Tayfur’un geniş kitlelere ulaşmasının kapısını açtı.
1970’li yılların ortalarından itibaren hem müzik hem de sinema dünyasında parlayan bir yıldız haline geldi. Kendine has yorumu ve besteleriye arabesk müziğe yeni bir soluk getirdi. “Huzurum Kalmadı”, “Benim Gibi Sevenler”, “Merak Etme Sen”, “Emmoğlu”, “Ben de Özledim” gibi unutulmaz eserlere imza attı.
Sinema kariyeri, 1976’da Necla Nazır ile başrol oynadığı “Çeşme” filmiyle başladı. Beyazperdede canlandırdığı karakterlerle de izleyicilerin beğenisini kazandı. Filmleriyle arabesk müziğin sinemadaki temsilcisi oldu.
Dokuz kez Altın Plak Ödülü’ne layık görülen sanatçı, özellikle 1982’de çıkardığı “Ben de Özledim” albümüyle müzik piyasasında rekorlar kırdı. Besteleri, yorumu ve sahne performansıyla arabesk müziğin standartlarını yükseltti.
Günümüzde aktif sahne hayatını sürdürmese de, Ferdi Tayfur’un Türk müzik tarihindeki yeri tartışılmazdır. Şarkıları hala en çok dinlenen eserler arasındadır. Yeni nesiller tarafından da keşfedilen sanatçının eserleri, zamana meydan okumaya devam etmektedir.
Ferdi Tayfur, sadece bir ses sanatçısı değil, aynı zamanda Türk halk müziği ve arabesk müziğin birleştiği noktada özgün bir tarz yaratmış, kuşakları etkileyen bir sanat adamıdır. Onun hayat hikâyesi, azmin ve yeteneğin başarıyla taçlandığı en güzel örneklerden biridir.
Yorum Yaz